Yusuf Küpeli, GEÇMİŞE DÖNÜŞLERLE İSRAİL ve IRKÇILIĞIN LANETLİ YOLUNDA İŞLENEN CİNAYETLER (...) Yukarıda özetlenmiş olan nedenlerin ışığında, İsrail ile ilgili yazmaya kalkışınca, söze nereden başlıyacağınızı bilemezsiniz. Ben yine de son günlerde basına yansımış olan bir olayı örnek olarak alıp, İsrailde egemen ırkçı düşünce yapısı ve İsrail devletinin cinayetleri üzerine bazı bilgiler vermeye çalışacağım. Bu işi yaparken, zaman zaman gerilere gidecek, olayın İsrail tarihindeki ve Yahudi dinindeki köklerine inmeye çalışacağım. Böylece, parça parça da olsa, Yahudi toplumunun geçmişi hakkında birlikte birşeyler öğrenebileceğiz... (metnin tamamı için tıkla)
fanatik saldırgan Amerikalı Yahudi ve Karl Marks ile ilgili bir anım
Yusuf Küpeli, Yasir Arafat için farklı bir anma yazısı. - Yasir Arafatın ölümünü biraz farklı biçimde, 1970 yılında kaleme alınmış aşağıdaki yazı ile anmaya karar verdim. Aslında Filistin ve Filistin halkının savaşımı hakkında çok daha zengin bilgiler veren bir metni kaleme almak isterdim ama...
Asıl İsrail yönetimi Hitler'in izinde yürümektedir... Hem suçlu ve hemde güçlü ırkçı siyonistlere çok kısa bir yanıt! Yusuf Küpeli Şüphesiz insanlığa büyük hizmetleri dokunmuş ilerici aydın Yahudiler'de vardır ama, onların düşünce sistemleri Yahudi olma kalıbının dışında şekillenmiştir. Yahudi olmak demek, bir milletten olmaktan ziyadde, Tevrat'ın (Eski Ahit) verileri ile düşünmek anlamına gelmektedir. Tevrat ise -İslamiyet'te ve Hıristiyanlık'ta olmayan bir biçimde- ırkçı pasajlarla doludur.
(...) Kısacası aynı profösörler, antisemitiz suçlamalarını dikkate almadan artık açıkça Yahudi politikalarına karşı konuşabilmek gerektiğini ve Yahudi lobisinin ABDye ihanet ettiğini söylemektedirler. (...) Adettendir, eski ortakların ayrılıkları kirli karalamalarla ve derinleşen nefretlerle ortaya çıkmaya başlar. Çünkü, doğalarında derin bir egoizm bulunan kişiler, kurumlar ve devletler, geçmişle ilgili sorumlulukların tümünü kendi dışlarında olanların, eski ortaklarının veya hasımlarının omuzlarına yükleyerek rahatça yeni işlere başlama eğilimi taşırlar. Bunu, diğer kişileri ve kitlelerini yeni politikaları yönünde manupule edebilmek için de yaparlar... İleride tarih gerçeği şu veya bu ölçüde yazacak olsa bile, yaşanan günde tüm suçlar başkalarının omuzlarına yüklenip yeni yollar çizilir. Bu nedenle, aşağıda özetini okuyacağınız iki Amerikalı profösörün İsrail lobisinin işlerini sorgulayan raporları, hem ABDnin ileride değişecek Ortadoğu politikalarının işaretlerini verirken, hem de çanların İsrail için çalmakta olduğunu göstermektedir.
Nasrin Hoseini, İsrail yanlısı lobi ABD dışpolitikası için tehdit oluşturuyor Şikago Üniversitesinden Profösör John Mearsheimer ve Harward Üniversitesinden Profösör Stefhen Walt, 10 Mart günü yayınladıkları ortak raporda, İsrail lobisinin ABDnin Ortadoğu politikası üzerindeki negatif etkilerine dikkatleri çektiler. (...) İsraile yardım ve Ortadoğuda demokrasiyi geliştirme politikalarının beraberliği, Arab dünyasında ABDye karşı güçlü duyguların uyanmasına neden olmuş ve ABDnin bölgedeki güvenliği için tehlike yaratmaya başlamıştır. Diğer yandan, İsrail lobisinin antisemitizm kalkanı, İsraili eleştiriden muaf tutmaya yaramaktadır- İsraili eleştirenler antisemitizm ile damgalanabilmektedirler. Ve İsrail lobiciliği açıkça tartışılamamaktadır. Bu durumun sonucu olarak Amerikanın dışpolitikası, ülkeye ihanet boyutlarını alacak biçimde İsrail lobisi tarafından şekillendirilmektedir. Hatta insanlar bir İsrail lobisinin bulunduğunu bile söyleyememektedirler.
John Mearsheimer'in ve Stephen Walt'in birlikte kaleme aldıkları İsrail yanlısı lobi üzerine raporun ingilizce orjinaline ulaşmak için tıklayın- The Israel Lobby ( John Mearsheimer and Stephen Walt)
Shamir: Amerika'yı İsrail yönlendiriyor İstanbul'da bir konferans veren Musevi entellektüel İsrael Shamir, Irak'tan sonra operasyonun İran, Suudi Arabistan ve Pakistan'la devam edeceğini belirterek, ABD'yi İsrail'in yönlendirdiğini söyledi.
Filistih halkının ve bölgenin diğer halklarının sularını gaspeden ve Arap halklarının yaşadıkları toprakların çölleşmelerinin yolunu açan İsrailin haydutluğu üzerine bir çeviri ve bir not: Nasrin Hoseini, SU SAVAŞ NEDENİ OLABİLİR + Yusuf Küpelinin notu: İsrailin su savaşları (...) Batı Yakasının suyunun yüzde 73ünü İsrail, yüzde 17sini Filistin halkı ve yüzde 10unu da -nüfusları çok daha düşük olan- illegal Yahudi yerleşimciler kullanmaktadırlar... (...) Filistin bölgesini derinlemesine bölen İsrail duvarı öyle hileli inşa edilmektedirki, tüm su kaynakları duvarın İsrail tarafında kalmaktadırlar... Batı Yakasında 50 tane yeraltı su kaynağı vardır ve duvar çekilirken 200 tane su haznesi Filistinli sahiplerinden kopartılmışlar veya tahrip edilmişlerdir. Bu durum Filistinli köylüler için yıkıcı sonuçlara yolaçmaktadır. 11 Eylül yalanıyla ilgili sorular ve yalanı açık eden video gösterisi, 18 Ağustos 2006 tarihli Akşam gazetesinde ilk haber: Dünya bu filmi konuşuyor: LOOSE CHANGE videoplay-docid=7866929448192753501&hl=en ayrıca bak: pentagon'a boeing çarpti yalanı ve sansürle ilgili görüntüler
Not: Aşağıdaki metin atom bombasının üretiliş sürecini ve yayılmasını anlatan bir kitapçığın alt notudur. Bu metnin, yakında Sinbada yerleştirilecek olan sözkonusu kitapçıktan önce ve bağımsız bir yazı olarak basılabileceği düşünülmüştür. Umarım yararlı olur.- Y. Küpeli Yusuf Küpeli, ABD yönetiminin İran politikaları ve İsrail devletinin rolü üzerine kısa not İsrail Genelkurmay Başkanının 2006 başındaki Türkiye ziyareti ile birlikte, karlı kış koşullarında operasyon yapabilecek dağ komandosu eğitimi için İsrail ordusunun Türkiye coğrafyasını kullanma istemleri üzerine bazı haberler Türk basınına yansıdı... Bu haberler, II. Dünya Savaşı yıllarında Norveçte, dağların arasındaki Rjukanda kurulu Alman ağır su üretim tesisine yönelik olarak SOE komandolarının operasyonlarını akla getirmektedir. (...) ABDnin enerji kaynakları ve yollarıyla ilgili egemenlik planları içinde en önemli pürüzlerden birini halen İran oluşturmaktadır ama, bu durum onların İrana karşı kaçınılamaz mutlak bir saldırı gerçekleştirecekleri anlamına gelmemektedir... Aslında İran ile anlaşabilmeleri, sınırlı tavizlerle İranı kendi saflarına çekebilmeleri, ABDnin yararınadır ve İrana yönelik kesintisiz askeri tehditler bu pazarlıkta fiyat düşürmek için de gündemde tutulmaktadır. ABDnin İran ile anlaşması demek, Ortadoğu, Kafkaslar, Orta Asya, Rusya, Pakistan, Hindistan ve Çin üzerindeki etkilerini güçlendirmesi anlamına gelmektedir ve bu anlaşma kartı masada sürekli durmaktadır. "Eğri oturup doğru konuşmak" gerekirse, sözkonusu süreçte eli güçlü olan egemen ABD değil, çok daha zayıf konumdaki İrandır...
İsrail devleti çocukların yaşamlarını söndürüyor İkinci İntifadanın başladığı eylül 2000den bu yana İsrail ordusu 400ü aşkın Filistinli çocuğu öldürmüştür. İsrailli askerlerin uyguladıkları şiddetin sonucu olarak 500 çocuk sakat kalmıştır ve 200 civarında Filistinli çocuk İsrail cezaevlerindedir. Anna Wester
Aras Ozgün anlatıyor: İsrailli mimar Eyal Weizman'ın haritaları ve Yahudi yerleşimcilerin işgal hilesi + Simbad'ın notu
'Irak'ta barış İsrail'in çıkarlarına aykırıdır' Bercan Tutar: ABD dış politikasını "İsrail güdümlü" bir politika olarak yorumlayan Carl Estabrook,
COCA COLA FİRMASININ REKLAM RESMİ (gönderen, Saadet Geliyor) + Hindistan okullarında Coca Cola yasağı + kârı yoksul halkların kafasına bomba olarak yağan, çocuk katıllerini besleyen ve formülü belirsiz olan sağlığa zararlı Coca Cola'yı içme + saldırganlık ve ikiyüzlülükle ilgili diğer yazılar, yorumlar, yazarlar, BM, ABD, İsrail ve tepkiler + Sevgili Okuyucular, Lübnanda ve Filistinde hergün yüzlerce sivil, saldırgan ABD- İsrail ittifakı tarafından öldürülmektedir. + Coca Cola ve Pepsi 1 milyarlık pazarda çöküyor + İnsan olan bu vahşeti nasıl görmezden gelir? + İsmet Berkan, Savaşa sessiz kalmak + İsrail saldırıyı çok önceden planladı + İsrail için savaşmak Türkiye'ye yakışmaz + İncirlik'ten çıkan süpheli 15 TIR heyecan yarattı! + CHP: ABD Türkiye üzerinden İsrail'e silah gönderdi mi + ABD ve Fransa'nın tasarısı hile kokuyor + Murat Aksoy, İsraile susan BMnin, İran karşısında inandırıcılığı olabilir mi?
Kaya Karan, COCA-COLANIN SUÇ DOSYASI ve NATOya DİRENİŞ Coca Cola çocuk emeğini sömürmekle kalmadı, 1970 de Güney Afrikada ırkçı rejimin hapse attığı siyah mahkumları ayda 7.5 dolara çalıştırdı. Nisan 1939 da Coca Colanın Almanyadaki patronu şirketin 10. Yılını kutlarken Büyük Önderimiz Hitlere Hayranlığımızı ifade Etmek İçin adlı yığınsal bir Heil Hitler gösterisi düzenledi + COCA COLA NIN SAHIBI, CNN DE YAPTIGI AÇIKLAMA ILE TEMMUZ AYININ TÜM GELIRINI VE BUNDAN SONRAKİ AYLARIN KAR PAYLARINI İSRAİL DONANMASINA DEVRETTİGİNİ AÇIKLADI! Bu, katliamların ve çocuk cinayetlerinin artması için bağıştır ! UNUTMA ! bak fotoğraflar
İHD İstanbul: YÜKSELEN DUVAR İNSANLIK İÇİN UTANÇ ABİDESİDİR
|
Acılarla yüklü iç karartıcı gerçekler yazmakla tükenmiyor. Bu satırları yazanın Filistin halkı için günümüzde yapabileceği, acı gerçekleri diğer insanlara duyurmak, Filistin halkı için daha geniş bir kamuoyunun, dayanışma talebinin doğmasına yardımcı olmaktır. Eğer sizler de böyle düşünüyorsanız, bu yazıyı, yazının linkilini arkadaşlarınıza, yakınlarınıza, bildiğiniz adreslere yollayın, gerçeklerin yayılmasına yardımcı olun.- Y. K. foto, İsveç gazetesi Aftonbladet'tem
Yusuf Küpeli, ABD elçiliğini Kudüse taşıma işinin gerisindeki politik hesaplar, kökleri Tevrata (Eski Ahite) uzanan Zionist İsrail ırkçılığı ve Filistin halkına uygulanan soykırımın kısa tarihi üzerine -
AB
-
Kö
-
metnin tamamına ulasmak icin tıkla
|
"Malumun ilanı", diyorum, çünkü, Michel Chossudovsky'nin 8 Ocak 2009 tarihinde Global Research sitesinde yayınlanmış olan "War and Natural Gas: The Israeli Invasion and Gazas Offshore Gas Fields" başlıklı yazısını, "Savaş ve Doğal Gaz: İsrail İşgali ve Gazzenin Denizde Kıyıya Yakın ve Kıyı Boyunca Karadaki Gaz Alanları" başlığı ile çevirip bundan tam iki yıl önce, 19 Tmmuz 2014 tarihinde, sinbad.nu adresinde, yani bu sitede yayınlamıştım. Aynızamanda ingilizce orjinalini de yayınlamış olduğum bu metne ek olarak, "ÜÇ KURUŞLUK PETROL VE DOĞAL GAZ UĞRUNA SATILAN, KATLEDİLEN FİLİSTİN HALKI VE POLİTİKACILARIN SAHTE SÖZLERİ" başlığı ile bir metin hazırlayıp yapmış olduğum çevirinin yanına yerleştirmiştim... Sözkonusu her iki metinde de, İsrail'in Gazze halkınının doğal gazına -şiddet yoluyla- nasıl karşılıksız elkoymuş olduğu ve bu gazı Türkiye üzerinden Batı'ya ulaştırma planlarının nasıl yapıldığı, anlatılmaktaydı. Şimdi olan, 2000 yılında keşfedilen Gazze gaz yataklarının ve en az 2008 yılında beri Türkiye ile sürdürülen gaz nakli pazarlıklarının ilanedilmesidir...
|
(...) Albert Einstein ve arkadaşı Hannah Arendet, İsrail devletinin kuruluş aşamasında, 4 Aralık 1948 günü, ünlü New York Timesin editörlerine yazdıkları mektupla, İsrailde faşizmin yükselebileceği konusunda uyarıda bulunmuşlardır. Onlar, İsrailde Menachem Begin önderliğinde yeni kurulan Özgürlük Partisinin (Tnuat Haherut), felsefesi ve kullandığı yöntemlerle Nazi ve Faşist partilere benzediğinin altını çizmişlerdir...
Prof Michel Chossudovsky, İsrail Askeri Stratejisi: Onları Tamamen Yoketmek. Ezici Soykırımın Kanıtları, Gazzedeki Tüm Kesin Ölüm ve Yıkım Verileri (türkçesi: Yusuf Küpeli) (...) Gazze ülkemizin bir parçasıdır ve biz oraya sonsuza dek yerleşeceğiz,... Ardından, Gazzeden kaynaklanan terörü yokedebilme amacıyla, orası (Gazze), egemen İsrailin bir parçası olacak ve Yahudilerin yerleşimine açılacaktır. Keza bu durum İsrailin konut krizine rahatlık, çözüm sağlayacaltır.
Prof Michel Chossudovsky, Israels Military Strategy:Obliterate Them Completely. Overwhelming Evidence of Genocide, Precise Data on Death and Destruction in Gaza |
(...) Bu satırlar yazılırken, İsrail ordusunun Gazze şeridindeki Filistin halkına karşı başlatmış olduğu Bıçağın Koruyucu Ağzı Operasyonu adındaki saldırısı, ağır bonbardımanları, 12nci gününü, kara harekatı ise 2nci gününü doldurmuş durumda. (metnin tamamı için tıkla)
Prof Michel Chossudovsky, Savaş ve Doğal Gaz: İsrail İşgali ve Gazzenin Denizde Kıyıya Yakın ve Kıyı Boyunca Karadaki Gaz Alanları (...) Ocak 2009da, ilk kez, Global Research sitesinde basıldı. Filistinin doğal gaz alanları, işgal süreci içinde, uluslararası yasalar çiğnenerek İsrail tarafından de facto (emrivaki ile, illegal olarak) elegeçirildi... Türkçesi: Yusuf Küpeli ayrıca bak: Filistin Memleketimdir
War and Natural Gas: The Israeli Invasion and Gazas Offshore Gas Fields
|
İsrail saldırısının yaratmış olduğu kayıplarının
boyutlarının Nazi Almanyasının verdirmiş olduğu kayıpların
boyutlarına ulaşmamış olması, bunun bir soykırım olmadığını
göstermez. Gazzenin yoksul Filistin halkını -aynen Nazi
Almanyasının
Sözkonusu sistematik soykırımın en korkuncu ise, bilindiği gibi, İsraili maddi-manevi yardımları ile yaşatan ABDnin, diğer Batının ve tüm dünyanın gözleri önünde, 2008 yılı sonunda ve 2009 yılı başında yaşandı. Yaşanmış olan ve henüz bitmeyen bu soykırım, zenginlerin dünyasında sessizlikle karşılandı. Çünkü, Gazzenin yoksul filistin halkı, -mevcut politik tercihlerinin ötesinde- dünyanın ezilen yoksul halklarının, altta kalmış sosyal sınıfların, emekçi halkların bir parçası iken, bu halkı baskı altında tutanlar, ezip yoketmeye çalışanlar, dünyanın zengin sömürücü elitini, üst sınıflarını, emperyalist güçlerini temsil etmektedirler. (...) İsrailin 22 gün boyunca havadan, karadan ve denizden uyguladığı olağanüstü şiddet sonucu, Gazze halkının 100 bin tanesi yerinden, yurdundan olmuştur. Aynı halktan, 416 tanesi çocuk ve 106 tanesi kadın olmak üzere 1.314 kişi yaşamını yitirmiştir. Yine aynı halktan 1855 tanesi çocuk ve 795 tanesi kadın olmak üzere 5.320 kişi yaralanmıştır...
Türkiye'den İsrail'e nota + Genelkurmay'dan İsrail'e sert tepki
Rüyamda görsem, bu satırları yazacağıma inanmazdım...
Irkçı-faşist İsrail yönetiminin Gazze'nin yoksul halkına yönelik olarak sürdürdüğü 22 günlük kanlı saldırının ardından, 18 ve 19 Ocak 2009 tarihli gazetelerde, ve TV yayınlarında, İsrail ordusunun bilinmeyen esrarengiz yeni bir silah kullandığı, ve bu silahın iyileşmeyen yararlar açıtığı yazılıp söylenmektedir... Aslında, bu sözkonusu esrarengiz yeni silah, İsrail'in Gazze halkına yönelik bir önceki saldırısında da kullanılmıştı. Sinbad'da, sözkonusu silah ve etkileri hakkında bir çeviri ve bir orjinal metin yayınlanmıştı. Günlük basında Sinbad gibi siteler -bilinçli olarak- görmemezlikten gelindiği için olmalı, zaten bilinen bu esrarengiz yeni silah olayı, son saldırı ile ortaya çıkmış yepyeni bir gelişme gibi yansıtılmakta, ve tabii aynı silahın ne olduğu konusunda da bilgi verilmemektedir.. İşte şimdi, daha önce yayınlanmış olan ve bu yeni silahın özelliklerine açıklık getiren iki metni yeniden Sinbad'ın başına alıp yayınlıyorum. İyi okumalar dileğiyle.- Y. Küpeli bir yazı & bir çeviri: Kendi varlığını tüketen dünya ve yeni ölüm makineleri üzerine düşünceler Bitte Hammargren, Gizemli silah- Gazzede savaş yaraları + son basın haberleri "Ateşkesin ilk gününde, enkaz altından 100'ü aşkın ceset çıkarılırken, halk kısıtlı imkanlarla enkazı kaldırmaya çalışıyor. Kurtarma ekipleri dün de yıkıntıların altından 10 ceset çıkardı. Ölen Filistinli sayısının bin 310'a yükseldiği, bunlardan 514'ünün kadın ve çocuklar olduğu belirtildi. İsrail katliamından kaçan yaklaşık 100 bin Gazzeli ise evlerini terk etmek zorunda kaldı..." Fikret Başkaya, Kanla Beslenen Siyonist Devlet
Gazze halkının yarısı 18 yaşın altındadır ve yüzlerce çocuk yaşamını yitirmektedir. (metnin tamamı için tıkla) + SAHTE GÖZ YAŞLARI İLE SİYONİST CELLATLARLA SUÇ ORTAKLIĞININ ÜSTÜ ÖRTÜLEMEZ ikili savunma anlaşmaları ve İsaril'e verilen ihalelerin parasal boyutu ortada iken, sahte gözyaşları ile siyonist cellatlarla suç ortaklığının üstü örtülemez ! (metnin tamamı için tıkla)
Varför ständigt detta vċld i Mellanöstern? (Neden Ortadoğuda bu kesintisiz şiddet?) başlıklı ve Per Sundgren imzalı alttaki kısa metin, 2 Ocak 2009 günü, İsveçin en büyük günlük gazetesi Dagens Nyheterde (Günün Haberleri) yayınlandı. Gerçekleri dürüstçe yansıtan sözkonusu kısa metni, sizler için çevirdim. Vicdan sahibi insanlar her toplumda bulunuyor Çevirinin altına da kısaca kendi notumu ekledim. İyi okumalar dileğiyle.- Y. Küpeli)
Neden Ortadoğuda bu kesintisiz şiddet? Fakat gerçekte yokedilen, Filistin devleti, buna duyulan umut. (...) Gerçek şudur ki, İsrail barış istemiyor...
Yusuf Küpeli, İsrail, ırkçı, militarist, faşist bir devlettir (...) Alman sionist derneğinin daha 1933 yılında Nazi Partisine yazdığı mektupla birlikte sionistlerle nazistlerin işbirliği başladı. Alman sionist derneğinin mektubunda şunlar yazılıydı: (...) temel kural, prensip olarak soy/ ırk inancını yerleştirmiş, kurmuş olan bizler de, yahudi gurubunun saflığını koruyabilmek amacıyla, sizler gibi karışık evliliklere, yahudi olanlarla olmayanlar arasındaki evliliklere karşıyız... (...) Bu yıkımın en önemli amaçlarından biri, Gazzenin yoksul halkını yaşamından bezdirerek diz çöktürmek, göçe veya ölüme zorlamakttır. Bunun, kendini savunmakla, veya barış istemi ile ne gibi bir alakası olabilir? Irkçı faşist İsrail devleti, daha önce de yapmış oldukları ile uyumlu biçimde, hem Gazze topraklarını, ve hem de Batı-yakasını Filistin halkından temizlemek istemektedir... Diğer amaç ise, başta İranı, ve Suriyeyi savaşa kışkırtmak, ABD ile birlikte Batılı devletleri bu çatışmada taraf tutmaya zorlamaktır. Bu tepkiler, alanlar da İsrail yönetimine karşı söylenenler iyi-hoş, ve vicdan sahibi tüm insanların onayını alacak ifadeler ama, başka gerçekler de var... Başbakan'ın inandırıcı olduğunu, ikili oynamadığını, "tavşana kaç, tazıya tut" demediğini kanıtlaması gerekir. Bu da ancak, İsrail saldırısı başlamadan hemen önce Ankara'da İsrail başbakanı ile yapmış olduğu konuşmayı açıklaması, saldırıyı önceden bilip bilmediğini açığa çıkartması ile mümkündür. İnandırıcı olabilmesi, sözlerinin adamı olduğunu kanıtlaması, İsrail ile yapılan tank modernleştirmesi anlaşmasını, silah anlaşmalarını, Türkiye Cumhuriyeti vergi mükelleflerinin keselerinden İsrail'in kasalarına akacak milyarları durdurması ile mümkündir. Sözlerinin adamı olduğunu kanıtlaması, İsrail savaş uçakları pilotlarının Anadolu içlerinde eğitimlerinin durdurulması, ve İsrail ile yapılmış olan askeri anlaşmaların iptali, tüm gizli anlaşmaların deşifre edilmeleri ile mümkündür. Zaten İsrail dışişleri bakanı da, "Herkes tarafını açıkça seçsin!", diyerek tüm Batı'yı ve Türkiye gibi ülkeleri, meydan okuyan küstahça bir üslupla taraf tutmaya zorlamıyormu? Artık güzel sözlere, gözyaşlarına kanma günleri çok gerilerde kalmıştır. Ahmaklığın da bir sınırı vardır ve insanları aptal yerine koyanlar bunun bedelini ağır öderler. Aynı sözler, generaller ve konu üzerine -Erdoğan'ınkine benzer- konuşmalar yapan eski genelkurmak başkanı için de geçerlidir... Yusuf Küpeli, 6 Ocak 2009
Mayıs ayını gösteren bir takvim yaprağında keşfettiğim bu -mükemmel- afiş kopyasını, 1980 yılından beri saklıyordum. Altında, ingilizce olarak, K. Nicola, Çarmıha gerilmiş barış yazıları bulunan bu afiş kopyasını, artık kullanma zamanı geldiğine inanıyorum... Saldırgan bir Yahudi ırkçılığı olan siyonizmi, bundan daha sade ve güzel biçimde sembolize edebilecek bir başka çizimin kolayca bulunabileceğini sanmıyorum. Halen içinde olduğumuz 2008 Aralık ayı sonlanır, 2009a adım atılırken, üç yıldır zaten abluka altında olan Gazzenin yoksul halkına en modern ölümcül silahlarla vahşice saldıran ve dört gün içinde kadın-çoluk-çocuk 400 kadar insanı öldüren, kenti bir harabeye döndüren, ve saldırısını sürdürmekte olan ırkçı militarist İsrailin, Nazi Almanyasından ne gibi bir farkı olabilir? TV kanallarından birinde, 35- 40 yaşlarında filistinli bir baba, aynen şunları söylüyordu: Ben ne El-Fetih ve ne de Hamas üyesiyim. Sıradan çalışan bir Filistinliyim ve bu akşam beş küçük kızım, uyurlarken roketlerin hedefi olup öldürüldüler Önce derslerini çalıştılar ve elektrikler kesilince uyumaya gittiler. Ölüm onları uyurken buldu. Ne suçları vardı? Eğer aynı şey beş İsrailli çocuğun başına gelmiş olsaydı, şimdi tüm Batı ayağa kalkar, yeri yerinden oynatırdı Bilmem daha söylenecek söz varmı? Sanıyormusunuz ki halklar aptaldırlar, ve insan hakları savunucusu Batı'nın ve küçük yararlar uğruna o merkezlerin yalakalığına soyunmuş olan insan hakları savunucusu birtakım aydınların ve küçük hesaplar peşindeki bazı Müslüman önderlerin ve Arap devletlerinin ihanetlerini, alçaklıklarını, ikiyüzlülüklerini farketmiyorlar. Herşey ortada ve çanlar onlar için çalıyor - Yusuf Küpeli, 30.12.2008, www.sinbad.nu |
bir yazı & bir çeviri: Yusuf Kğpeli, Kendi varlığını tüketen dünya ve yeni ölüm makineleri üzerine düşünceler ABD destekli ırkçı sionist İsrailin sonu gelmeyen şiddetinin, soykırım ve etnik temizlik politikalarının hedefi durumundaki yoksul filistin halkına karşı denenen ve henüz ne olduğu tam bilinemeyen yeni bir silahla ve bu silahın halk arasında yaratmış olduğu ölümcül yaralarla, hastalıklarla ilgili aşağıdaki metin, İsveçin iki en büyük günlük sabah gazetesinden ikincisi konumundaki ılımlı sağ eğilimli Svenska Dagbladetin Arap dünyası, Türkiye ve İrandan sorumlu yazarı Bitte Hammargren tarafından kaleme alınmıştır. Sözkonusu metin, aynı gazetenin 27 Ekim 2006 tarihli sayısında yayınlanmıştır... (...) denekleri üzerinde araştırmalar yapan, ölümcül yararlara da neden olan birtakım deneyler gerçekleştiren kara ünlü Nazi doktoru Josef Mengeleyi akla getirmektedir bu yeni gizemli silah... Auschwitz ve benzeri ölüm- izalasyon- iş kamplarından ve J. Mengele gibilerden sorumlu olan Heinrich Himmlerin (1900- 1945), ve bunların hepsinden sorumlu olan Adolf Hitlerin (1889- 1945) izinde yürümekte olan Anglo-Amerikan- İsrail ortaklığının karanlık eylemlerinin, Nazi Almanyasının kötü ünlü işlerinin pabucunu çoktan dama attığı, boynuzun kulağı geçtiği anlaşılmaktadır... (...) Aslında açıkça gözüktüğü gibi, Ortadoğuda, Irakta, Afganistanda ve başka ateşi yüksek bölgelerde yaşanan trajedilerin gerisinde duran asıl güç, dünyanın kaynaklarını daha fazla yağmalama peşinde olan ve pazarını genişletebilmek için öncelikle Batının zengin ülkelerinde bir tüketim çılgınlığını pompalayan mali-sermaye guruplarından, uluslarüstü tekellerden başkası değildir. Zaten ellerindeki piyade tüfeklerinden ve birkaç roketten başka silahı olmayan bir filistin halkına ve benzer yoksul halklara karşı böyle gizemli yeni silahlar kullanmanın mantığı da, en yüksek kârları getiren silah endüstrisini sürekli canlı tutabilmek içindir... Bu tüketim çılgınlığının bedeli sadece yoksulların tarifsiz acıları ve kanları ile değil, yerine konamayacak biçimde gün be gün üzerinde yaşanılan dünyanın yokedilmesi ile de ödenmektedir. Bu elde edileni aşan harcama, sadece yoksulları değil, kaynakları har vurup harman savuran zenginleri de içinden çıkamayacakları bir uçuruma, korkunç bir felakete doğru çekmektedir...-Yusuf Küpeli, 21- 11- 2006 Bitte Hammargren, Gizemli silah- Gazzede savaş yaraları Gazzede çalışan hekimler savaş yaraları konusunda deneyimli ve beceriklidirler. Fakat yazboyunca süren İsrail saldırıları sırasında aynı hekimler, kendilerine başvuran hastalarında, daha önce rastlamadıkları bilinemeyen birseri hastalıklarla birlikte hızla ölümlelere neden olan yaralara rastlamışlardır. Bunun üzerine sözkonusu yaralara ve hastalıklara neden olan bir silahın, rontgen aygıtlarında görülemeyecek kadar küçük ağırmetallerden oluşan mikroskopik zehirli parçacıklar yayan yeni bir silahın kullanılmakta olduğu üzerine şüpheler gelişmeye başlamıştır... (...) Amerikan labaratuarlarında yeni bir silah olarak geliştirilen ve kısaltılmış adı Dime (dense inert metal explosive, veya türkçesiyle, yoğun durgun metal patlayıcı) olan silahın bu ölümcül yaraların nedeni olduğu hakkındaki şüpheler sonbahar ayları içinde güç kazanmaya başlamıştır.
|
İsveç Komünist Partisi (SKP) adlı örgütün Riktpunkt adlı merkezi yayın organının 16 Ağustos 2006 tarihli 4ncü sayısında yayınlanmış olan aşağıdaki metin, anti-semitizm ile karalanmaya kalkılabilecek birisine ait değildir. Bunları yazan, demokratik düşüncelere sahip anti-sionist bir yahudi aydınıdır... Demokrasi ve insan hakları şampiyonu zengin Batının gözleri önünde ve aynı emperyalist Batının desteğiyle İsrailin Gazza halkına yönelik saldırılarının, cinayetlerinin artarak sürdüğü günümüzde, bu metin güncelliğini korumaktadır. Zengin Batı tarafından uygulanan ambargolarla baskı altına alınan Filistin toplumu içinde bir iç savaşın kışkırtıldığı koşullarda bu metin güncelliğini herzamankinden daha fazla korumaktadır... Aşağıdaki metinde sizlere inanılmaz gibi gelecek olan birtakım bilgilerle tanışacağınızı sanıyorum. Fakat inanın, bunların hepsi de gerçektir. Ve ayrıca bu metin İsrailin hiç bitmeyen ve akıldışı gözüken saldırganlığının, cinayetlerinin nedenlerine de açıklık getirmektedir. İsrail devletinin -öncelikle bölge halkları ve tüm insan soyu için tehlikeli- ırkçı ideolojisi ve suçları bir Yahudi aydını tarafından aşağıdaki metinle bir kez daha belgelenirken, hangi millet olursa olsun bir milleti toptan karalayan ırkçı düşüncelerin yanlışlıkları da yine bir kez daha anlaşılmaktadır... Metnin sonuna yerleştirilmiş olan ve metindeki anlatımı zenginleştiren bazı açıklayıcı notlar, çeviriyi yapan Küpeli'ye aittir. Çevrilen metin 12 punto ile yaklaşık 5 sayfa tutarken, aynı metni zenginleştiren toplam 12 not 10 sayfa tutmaktadır. Kanımca sözkonusu notların metinle birlikte okunmalarında yarar vardır.- Yusuf Küpeli, 18/ 11/ 2006
1 Ağustos (2006) tarihli Sydsvenska Dagbladetin bildirdiğine göre, Malmö bölge savcısı Bo Albrektsson, TV kameraları karşısında, İsrailliler, nazilerin savaş sırasındaki şeytani kötülüklerine benzer işler yapmaktadırlar., demiştir. Bunun üzerine, Yahudi merkezi meclisi, bu konuşmayı, bir halk gurubuna yönelik nefret gerekçesiyle Adalet Temsilcisine (JO= Justitie Ombudsman) şikayet etmiştir. Ateist bir yahudi ve anti-sionist olarak belirtmeliyimki, Albrektssonun vurgusu kesinlikle doğrudur. Sionistler, 70 yılı aşkın süredir filistinlilere yönelik soykırım gerçekleştirmekte ve bu halka işkence yapmaktadırlar... (...) Metnin yazarı, sionistlerin 1948 yılında Filistin köyü Duiema sakinlerine yönelik katliamına katılmış olan eski bir askerdir: Onlar, 80- 100 silahsız sivil Arap erkeğini, kadınını ve çocuğunu katlettiler. Askerler, küçük çocukları, kafalarına kalın sopalarla vurarak öldürdüler. İçinde ölü gövdeler yatmayan tek bir ev kalmadı... (...) İsrai devletinin 1948- 52 yıllarında gerçekleştirmiş olduğu ve 750 bin filistinlinin topraklarından sürülmesi ile sonuçlanan yoğun etnik temizlik kampanyası sırasında yokedilen 400 köyden biridir Duiema. En kötü ünlü soykırımlardan biri, daha sonra İsrail başbakanı olacak olan Menaham Beginin önderliğinde Deir Yasin köyünde gerçekleşti. - Bir terörist nedir? The Telgraph gazetesinin 23 Temmuz 2006 tarihli nüshasında yazıldığı üzere, Jerusalemdeki (Kudüs) King David (Kıral Davud) otelinin 22 Temmuz 1946 günü patlayıcılarla havaya uçurulmasının 60ncı yılı Irgun-çetesinin eski üyeleri tarafından kutlanırken, aynı gün, bu yılın (2006) 22 Temmuz günü İsrail ordusu Hizbullah-teröristlerini yoketmek amacıyla Lübnana girmiştir... - Sionist-Nazi işbirliği Alman sionist derneğinin daha 1933 yılında Nazi Partisine yazdığı mektupla birlikte sionistlerle nazistlerin işbirliği başladı. Alman sionist derneğinin mektubunda şunlar yazılıydı: (...) temel kural, prensip olarak soy/ ırk inancını yerleştirmiş, kurmuş olan bizler de, yahudi gurubunun saflığını koruyabilmek amacıyla, sizler gibi karışık evliliklere, yahudi olanlarla olmayanlar arasındaki evliliklere karşıyız... - İsraile yönelik tehdit yoktur (...) İsrailin ilk dışişleri bakanı ve 1954- 55 yıllarının devlet bakanı olan, ve ayrıca Yahudi Ajansının politik direktörlüğünü yapan Moshe Sharett, 1979da Tel Avivde yayınlanan Moshe Sharettin Kişisel Anıları adlı kitabında, İsrailin politik ve askeri yönetiminin ülkelerine yönelik herhangi bir tehlike olmadığını çok iyi bilmekte olduklarını göstermiştir... (...) Kışkırtma (provokasyon) amacıyla terörün ve saldırganlığın kullanılması... Tarafımızdan dikte edilen uzun birseri huzur bozucu şiddet olayları ve çatışmalar planladım. Tarafımızdan kışkırtılmış olan bu silahlı çatışmalar çok miktarda kana maloldukları kadar, adamlarımızın yasaları çiğnemesine de yolaçtı... Nil deltasından Basra Körfezine (Pers Körfezi) dek uzanan, Lübnanı, Suriyeyi, Irakın ve Suudi yarımadasının büyük kısmını içine alan sionist Eretz Israel (Büyük İsrail) hedefinin geleneksel bütünsel çizgisidir bu uygulanan politikalar... - Barışa ilk adım İsrail saldırılarını hemen durdurmalıdır, 1967 savaşından işgalettiği topraklardan çekilmelidir, ve yeni yerleşimcileri bu topraklardan çıkartmalıdır. (...) Birleşmi Milletlerin 194 numaralı kararının (resolution 194) İsrail yönetimi tarafından kabullenilip izlenmesi... not 1: Malmö ve Sydsvenska Dagbladet not 2: Deir Yasin katliamı ve bu köye saldırıyı gerçekleştiren çeteler hakkında not 3: Kıral Davud Otelinin bombalanması hakkında not 4: Son günlerde basına yansımış olan katliamlar üzerine not 5: Eski Ahitten/ Tevrattan alıntılarla Yahudi dininin ırkçılığı ve sionist ırkçılığın kaynağı üzerine not 6: SS güvenlik örgütünün şefi olan Reinhardt Heydrich ve yaptıkları üzerine not 7: Ben-Gurion ve işleri hakkında Not 8: İsrail devletinin ırkçı yasaları ve İsrailin apartheid/ soy ayırımı politikası üzerine not 9: İsrailin Lübnana yönelik saldırısının nedeni üzerine analizim doğrulanırken not 10: Ben-Guriona ait bu sözler, hem bir suçluluk duygusu ile karışık derin bilinçaltı korkuların, hem ahmakça bir ırkçılığın ve hem de bunlarla bağlantılı tehlikeli bir deliliğin açığa vurmasıdır not 11: Vaktiyle bir ölçüde tanık olduğum aynı gerçekler ve intehar bombacısının psikolojisi üzerine not 12: Daha önce, not 8de hakkında bilgi vermiş olduğum resolution 194 hakkında
Filistin ile ilgili önceki bazı bağlantılı metinler:
Kısa bir yorum: Yusuf Küpeli, Karanlık hesapların tutsağı olarak kullanırken kullanılanlar Yukarıda özetlenen gerçeklerin ışığında, asıl olarak kimin kimi kullandığını söylemek daha doğru olur? Biryandan İsraili silahlandırıp saldırtan Batı, ABD yönetimleri, diğer yandan rahatlıkla Arap yönetimleri ile, hatta Filistin yönetimi ile ilişkiler kurabilmekte, onların karşısında da şu veya bu ölçüde arabulucu veya hatta kurtarıcı rolleri oynayabilmektedirler. İsraili Lübnana saldırtan ABD, Ricenin ağzından, birkaç haftada bozulmayacak kalıcı bir ateşkes oluşturulması için çalışmakta olduklarını ifade edebilmektedir. Açıkça görüldüğü gibi, politikanın zor yoluyla uygulanması olan savaşı İsrail ordusu yürütmektedir ama, bu politika İsraile ait değildir. Bu ABD yönetimlerinin politikalarıdır ve İsrail burada sadece ABDnin zor aygıtıdır (...) Bölge haritasını, dünya haritasını ABDnin gücünün değil ama, ABDnin ve ortaklarının yaratacağı kaosun değiştireceğini ve bu değişime ABDnin de dahil olduğunu söylemek hiç te ham bir düşün veya... + korkularının tutsağı ırkçı tetikçi İsrailin Filistinde ve Lübnanda insan soyuna yönelik suçları üzerine Sinbada gelen haberlerden, mektuplardan ve günlük basından derleme... İsrail: Bir füzeye karşılık, 10 ev yıkarız + İsrail kimyasal silah kullanıyor + basından diğer haberler, tepkiler, protestolar, gösteriler
Yusuf Küpeli, Tetikçi İsrailin sınır tanımayan terörü ve nedenleri üzerine (...) İsrailin bu son saldırılarından amacı, öncelikle Suriyeyi çatışmaların içine çekerek gerekli ABD müdahalesi için uygun ortamı yaratabilmektir...
|
|
982 Robin Moyer, ABD Beyrut'taki kamplarda katledilen Filistinli mülteciler... ABD'li Moyer, dayanılmaz koku arasında fotoğrafları çekmeye çalışırken İsrailli askerlerin şakalaştığını duyuyordu. Katiller hiç bir zaman yargı karşısına çıkmadı
|