HAVANA (LA HABANA) RÖPÖRTAJI, NAZIM HİKMET'in KENDİ SESİNDEN KÜBA DEVRİM TARİHİ. ANADOLU'dan ve DÜNYAMIZIN DİĞER HALKLARINDAN ÇAĞRIŞIMLARLA KÜBA DEVRİMİ VE KAZANDIRDIKLARI ÜZERİ GERÇEKLER. + Nazım Hikmet'ten bazı şiirler
HUGO
CHAVEZ'İN
20 EYLÜL 2006 GÜNÜ BİRLEŞMİŞ MİLLETLER GENEL KURULU'NDA YAPTIĞI
KONUŞMA
(...)
Amerikan emperyalizminin hegemonik kurumları insanlığı tehdit
etmektedir. Sizi bu tehlikeyle ilgili olarak uyarmayı
(not:
E-posta ile dağıtılan Hugo Chavez'e ait konuşmayı Sinbad'a
yerleştiren ve ayrıca yandaki eski komik şeytan tasvirine
eklemeleri, montajı yapan Y. Küpeli, şüphesiz şeytana cine ve
benzerlerine kesinlikle inanmamaktadır. "...hala kükürt kokusu
alabiliyorum.", diyen Chavez'in de şeytana meytana inanmadığı
bellidir. Tüm bunlar, Chavez'in konuşması ve sol yandaki -montajlı-
şeytan görünümü, hepsi birer şakadır ama, yine de W. Bush
politikalarının insan soyu açısından yıkıcılıklarını, kötülüklerini
anlatmaya yarayan gerçekçi şakalardır bunlar. Şeytan tüm
mitolojilerde ve tek yaratıcılı inançlarda yıkıcılığın sembolüdür.
Diğer yandan,
USA ordusunun yeni temel görevi, terörü
destekleyen devletlere sadece değeri çok yüksek bir bedel ödetmek değil,
bunları tamamen yıkmaktır!,
cümlesi "Bush doktrini" olarak duyurulan metinden alınmadır.
Pentagonun yeni askeri doktrinini açıklarken
kullandığı devastation veya yıkmak, bozmak, mahvetmek sözcüğü köken
olarak Devil, İblis, Şeytan sözcüğü ile bağlıdır.
(bak:
Küba Komünist Partisi Dış İlişkiler Komitesi MK üyesi Edeley Santana Stockholde konferans verdi Küba Komünist Partisi Dış İlişkiler Komitesi MK üyesi Edeley Santana, 4 Aralık 2009 günü Stockholmde düzenelenen konferansta, ülkesindeki ve Latin Amerikadaki son gelişmeleri değerlendirdi. Kopenhagda yapılacak iklim konferansına katılmadan önce Stockhole gelen Santana, sözkonusu iklim konferansında takınacakları tutum hakkında açıklamalarda bulundu.
Yusuf Küpeli, KÜBA EKONOMİSİNDEKİ DEĞİŞİKLİKLER VE ALBA ÜZERİNE KISA NOTLAR Bundan bir yılı aşkın süre önce, 2009 yılı Nisan ayının son haftası ve Mayıs ayının ilk iki haftası boyunca, tam 21 gün Kübada kalmıştım. Devrimin 50nci yılında yapılan ve yaklaşık bir milyon kişinin katılmış olduğu 1 Mayıs geçitini izlemiştim ... Kübanın geleceği ile ilgili olarak ta, Sözü uzatmadan birşeyler ifade etmek gerekirse, beş-altı yıl içinde Kubayı önemli değişikliklerin beklediği söylenebilir., demiştim. Birtakım özelleştirmelerin geldiğinden sözetmiştim. Turizm sektörü ile ilgili yeni büyük yatırımlardan bahsetmiştim... Ne ölçüde doğru bir benzetme olur tam emin değilim ama, günümüzde ekonomik anlamda Kubada yaşanmakta olanlarla Sovyetler Birliğinde 1921- 28 yıllarında yaşanmış olan NEP (New Economic Policiy, veya türkçesi ile Yeni Ekonomik Politika) arasında bir paralellik kurulabilir..., diyerek Kübanın sınırlı bir Pazar ekonomisine geçmekte olduğunu yazmıştım... Artık, aradan bir yılı aşkın bir zaman geçtiktan sonra, dünya basınında Küba ekonomisindeki değişikliklerden, özelleştirmelerden, Brezilyanın bu konuda Kübaya yardım teklifinden, hatta Kastronun... (metnin devamı için tıkla)
Martin Garat, Bolivyada Kübalı Hekimler Sağcı güçler ne ölçüde öfkelenirlerse öfkelensinler, yoksullar ancak bu şekilde sağlık yardımı alabilmektedirler. Gerçekte, Küba toplumunun diğer halklara yönelik hekim yardımı, daha birçok Latinamerika, Afrika ve Asya ülkelerinde sürmektedir. Tamamen karşılıksız, bedava hizmet vermelerine karşın, kübalı doktorları istemeyen çevreler de vardır. En zehirli eleştiriler, onların hizmet vermekte oldukları ülkelerin yerli doktorların birkısmından gelmektedir. Martin Garat, kübalı hekimlerin Bolivyada verdikleri hizmeti Broderskap için rapor etmiştir. (...) Kubalılar tarafından işletilen El Alto kentindeki Chacaltaya hastahanesine başvurmuş olan Inga López, Bolivyalı hekimler, kendilerine ödenecek ücretle ilgilenmektedirler sadece., demektedir. Yine O, Bolivyalı ve kübalı hekimlerin hastaya yönelik ilgileri ve tedavi çabaları arasında olağanüstü farklar olduğunu, sözlerine eklemektedir. Bolivyalıların gözünde, Kubalılar sıcak ve insancıldırlar. Bolivyalı hekimler ise sadece ödenecek para ile ilgilenmektedirler. Carola Valencia, Bolivyadaki devlet hastahanelerinin şefidir. Kendisi de hekim olan bu hanım, meslektaşlarının tavırlarını değiştirmeleri gerektiğini düşünmekte ve şunları söylemektedir: Tabibler Birliğinın kübalı hekimlertugayına karşı tavır aldığını görüyorum. Vaktiyle onlara, aynen banada öğretilmiş olduğu gibi, hastahanelerin ticari kurumlar olduğu belletilmiştir. Fakat bizler bu görüşlerimizi değiştirmek zorundayız. ayrıca bak: Latinamerika & Afrika
Tamer Uysal, KÜBA HAKKINDA VE KÜBA'YI GÖRMEK İSTEYENLER İÇİN BAZI YARARLI BİLGİLER ABD'de binde 12, Türkiye'de binde 80 olan çocuk ölüm oranlarını binde 6'ya kadar düşürmüş bir ülke. Koruyucu hekimlik dalında çok ileri bir noktada olan Küba'da, ortalama yaşam süresi erkeklerde 75, kadınlarda 77'ye kadar yükselmiştir. Küba'da okuma yazma oranı %100 olup, dokuzuncu sınıfa kadar okumak zorunludur. Oy verme yaşı 16, sendikalaşma oranı yüzde 95'tir. ayrıca bak: Kol ve kafa emekçileri
OBAMA FREE THE CUBAN FIVE NOW!!!
|
Yusuf Küpeli, Tarihi süreç içinde Peru - Kısaca coğrafya, demografi, ekonomi, ilişkiler, yönetim - Inka İmparatorluğu, İspanyol koloniyalistler ve Pizarro, Atahuallpa, Cuzco, Machu Picchu, Topac Amuru - Güneş bağlantılı Inka inaçları ve bazı eski dünya inançları üzerine - Peruda İspanyol yönetimi, Yardımcı (İkinci) Krallık (Viceroyalty), II. Topac Amuru ayaklanması ve İspanyadan bağımsızlık - Bağımsız Peru, kısa ömürlü Bolivya- Peru Konfederasyonu, askeri diktatörlük ve Peruyu işgaleden Şili, İspanyol donanmasının saldırısı ve Peruyu tanımak zorunda kalan İspanya, Sivil Parti, Pasifik Savaşı, APRA, askeri diktatörlükler ve ABD sermayesi, General Juan Velasco Alvaradonun solcu darbesi, millileştirmeler ve karşı-devrimci darbe, - ABD yörüngesine oturtulmuş olan Peru, yeniden sağcı- liberal sivil rejim, AP ve Terry, terör, Abimael Guzmán ve Sendero Luminosa, Maoizm, Fujimori diktatörlüğüne uzanan yol - Seçimle iktidara gelmiş olan Fujimorinin 1992 darbesi, yeni anayasa ve başkanlık sistemi, Japon elçiliği baskını, rüşvet skandalı ve Fujimorinin iktidardan indirilişi, Indian denen yerli halktan ilk cumhurbaşkanı Alejandro Toledo ve sıkıyönetim, gerilimli yıllar, Pedro Pablo Kuczynski ve karşı-devrimci Lima Group
|
Aşağıdaki 12 punto ile 8 A-4 sayfası tutan metin, 2019 yılının yaz sonunda tamamlanmış ve yayını beklemekte olan geniş hacimli bir kitabın bölümüdür - Y. Küpeli (...) Lumumba, konuşmasında, kan, ateş, ve gözyaşlarıyla yüklü mücadelelerinden dolayı mağrur olduklarını ifade etmiş, ve köleliğin kendilerine zorla dayatılmış olduğu, gerçeğinin altını çizmişti. O, Yasaların beyazlar ve siyahlar karşısında aynı olmadığı, gerçeğine vurgu yapmıştı. Yine O, güzel kentlerdeki mükemmel evlerin beyazlar, döküntü kulübelerin ise siyahlar için olduğu gerçeğinin, ve yaşamın her alanındaki ırk ayrımcılığının altını çizmişti. O, birçok kardeşinin yokedildiği soykırımların ve hücrelerde rejimle anlaşmayı reddedenlerin başlarına gelenlerin unutulmadığını, ifade etmişti. Lumumba, Kongo Cumhuriyetinin artık kendi çocuklarının ellerinde olduğunu, birlikte toplumsal adaleti kuracaklarını, söylemişti... Patrice Lumumbanın tüm bu güzel sözleri ve aynı konuşmasındaki diğer ifadeleri, başta Brüksel (Brussels) ve Washington olmak üzere emperyalist merkezleri ürkütmüştü. (...) Dr. Stephen R. Weissmanın anlatımına göre, Lumumbaya yönelik askeri darbeye ABD yönetimi, ABD Başkanının başkanlığındaki National Security Council (NSC) dahil olmuştu. Lumumbanın öldürülmesindeki asıl sorumluluk, 1953- 61 yıllarında ABD başkanlığı yapmış olan Dwight (David) Eisenhowere ve Onun yönetimine aitti... ( ) Dr. Weissman tarafından incelenmiş olan dökümanlara göre, Lumumbanın devrilmesi operasyonunun adı Project Wizard (Büyücü Projesi) idi. Bunda, Project Wizardda rol almış olan Kongolu liderler, CIAnın satınalma eylem programı içinde idiler. Sözkonusu görevlilere, yüzbinlerce dolar ve askeri malzeme verilmişti. Ayrıntılara göre, Lumumba, devrilmeden dört gün önce, Kongo cumhurbaşkanı Kasavubuya CIA tarafındn ödeme yapılmıştı. Ordu kumandanı Mobutuya, hem para ve hem de Lumumba yanlılarına karşı savaşması için silah ve mühimmat verilmişti. Gerçekte satınalınanlar daha fazla idi. CIA, Cumhurbaşkanı Kasavubu ve ordu kumandanı Mobutu ile birlikte, Dışişleri Bakanı Justin Bombokoya, mali yardım başkanı Albert Ndeleye, Senato Başkanı Joseph Ileoya, ve işçi lideri Cyrille Adoulaya el altından ödemeler yapmıştı. Tüm bu kişiler, Lumumbanın devrilmesinde kendilerine düşen rolü oynamışlardı... ( )CIA, ancak 11 Şubat 1961 günü Lumumbanın öldürülmüş olduğunu rapor edecekti. CIA raporuna göre, bu cinayet için yapılan harcama 500 bin dolar idi. Sözkonusu miktar, politikacılara yapılan ödemelerin, silah ve malzeme harcamalarının, ve cinayete bizzat katılanlara verilen paraların toplamı idi... Bundan sonra yaşanacak olan içsavaşta ve bölgesel savaşlarda milyonlar harcanacaktı... O zamanın 500 bin doları, günümüzde çok daha büyük bir değeri ifade etmektedir. Fakat yine de, bir bütün olarak Kongonun (Zairenin) ve Kongonun güneydoğusunda yeralan mineral zengini Katanganın (1972den itibaren adı, Shaba) sahibolduğu zenginlikler gözönüne alınırsa, Kongo halkının köleliğinin, ülkenin sömürge statüsünün sürdürülmesi anlamına gelen bu cinayetin, emperyalist servislerce oldukça ucuza maledildiği söylenebilir ( ) Emekli polis şefi Gerard Soerte, TV kamerası karşısında, hastalıklı bir sırıtma ile, Lumumbayı kastederek, önce öndeki iki altın dişini söküp aldığını, söylemekteydi. Dişleri sökülürken, cansız Lumumba hareket eder gibi olmuştu, ve polis şefi bir an için Onun dirildiğini sanmıştı...
|
Aşağıdaki 12 punto ile 5 A-4 sayfası tutan metin, 2019 yılının yaz sonunda tamamlanmış ve yayını beklemekte olan geniş hacimli bir kitabın bölümüdür - Y. Küpeli (...) Uruguay, bağımsız olmasının ardından, 1830 yazında ilk anayasasını yapacaktı... Ülke de politik yaşam, tutucu Beyazlar Partisi (Blancos Party) ve liberal Kızıllar Partisi (Colorados Party) olarak iki örgütlenme arasında bölünecekti. (...) Ülke, 1839- 51 yıllarında, Arjantinin ve Brezilyanın dahil olduğu kanlı bir içsavaş yaşıyacaktı. Ardından, 1864/ 65- 70 yıllarında, Uruguay, Brezilya ve Arjantin ile ittifak halinde Paraguaya karşı kanlı bir savaşa sürüklenecekti. Üçlü İttifak Savaşı (Guerra De La Triple Alianza)... (...) Ülkede yaşanan ekonomik kriz ve yönetimin otoriterleşmesi koşullarında işçiler ve sendikalar mücadelelerini yükseltirlerken, diğer yandan, 1963 yılında, adını II. Tupac Amarudan alan ve silahlı terör yöntemleri uygulayan Tupamaro adında solcu bir şehir gerillası örgütlenmesi doğacaktı. Öğrenciler ve orta sınıflar arasında oldukça geniş bir taban bulan bu örgütlenme, 1973 yılında gerçekleşen askeri darbe ile bastırılıp yokedilecekti...
|
Aşağıdaki 12 punto ile 4 A-4 sayfası tutan metin, 2019 yılının yaz sonunda tamamlanmış ve yayını beklemekte olan genişp hacimli bir kitabın bölümüdür - Y. Küpeli (...) Genelkurmay Başkanı (ordu kumandanı) General Alfredo Stroessner, Kolorado Partisi (Colorados Party) içindeki sağcı güçlerin de yardımlarıyla, 1954 yılında darbe yapıp cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturacaktı. Latin Amerikanın 1900lü yıllardaki tarihinde en uzun süre kesintisiz iktidarda kalacak ve ülkeyi yasasız olarak 30 yılı aşkın süre boyunca yönetecek olan General AlfredoStroessnerin tek destekçileri içteki sağcı güçler değillerdi. Pentagon- NSC- CIA üçlemesi de General AlfredoStroessnerin arkasında durmaktaydılar...
|
Aşağıdaki 12 punto ile 9 A-4 sayfası tutan metin, 2019 yılının yaz sonunda tamamlanmış ve yayını beklemekte olan genişp hacimli bir kitabın bölümüdür - Y. Küpeli
( ) Bill Clinton döneminde, 1 temmuz 1999 günün Washington, 5 800 sayfa tutan gizli Pinochet belgelerini yayınlayacaktı. Sözkonusu CIA belgeleri, Şilide öldürülen muhalif sayısını 10 bin civarında gösteriyordu. Gerçek sayının gösterilenin üzerinde olduğunu herkes biliyordu. Binlerce insan da kayıptı. Binlerce ceset Pasifik Okyanusuna atılmıştı. Öldürülenlerin birkısmı, katledildikten sonra kuzeydeki Atacama çölünün tuzlu toprağına gömülmüşlerdi. Sözkonus tuzlu ve kuru toprak nedeniyle tam bozulmamış cesetlerden birkısmının kimliğini tayinetmek mümkün olacaktı. Katolik Kilisesinde yapılan ayinlerle |
Yusuf Küpeli, Brezilya, Guyana ve Surinam, Panama ve (...) Brazilyada askerler, daha doğrusu generaller, 1889 ayaklanmasından beri ülkenin politik yaşamında aktif rol oynamışlardır. ABD emperyalizminin bölgedeki hegemonyası ile bütünleşen sözkonusu rolün Brezilya halkı için olumlu sonuçlar doğurduğu söylenemez. (...) CIAnın devrede olduğu PPPye yönelik sözkonusu operasyon sırasında, Peoples Progressive Party (PPP) bölünmüştür. İngiltere eğitimli bir siyah olan Forbes Burnham, partiyi terketmiştir. Parti (PPP) içindeki Afrika kökenlilerin çoğunluğu, Forbes Burnhamın peşinden gitmiştir. Parçalanan PPPden, Forbes Burnham liderliğinde ve çoğunlukla siyahlardan oluşan, Halkın Ulusal Kongresi (Peoples National Congress, PNC) adındaki tutucu ve Washington-Londra bağlantılı parti doğmuştur... Sınıf mücadelesinde, satınalma ve ihanet operasyonlarında deri rengi değil, düşünce ve karakter yapısı, bilinç rol oynamaktadır... (...) Noriega, Omar Torrijosa gösterdiği sadakat sonucu yükselmiş, gizli polisin (bazı kaynaklarda, askeri istihbaratın) şefi konumuna gelmiş bir kişilikti... Kısacası Noriega, Meclise kabulettirmiş olduğu hükümetin baş uygulayıcısı statüsü ile resmi olmayan bir cumhurbaşkanı haline gelmişti... (...) Grenada Adası, 7 Şubat 1974 günü bağımsız bir devlet olmuştu. Aynı ada da, 1979 yılında, sol eğilimli kansız bir darbe gerçekleşmişti. Maurice Bishop liderliğinde Halkın İhtilalci Hükümeti (Peoples Revolutionary Government, PRG) kurulmuştu. ayrıca bak: Latinamerika & Afrika
|
Aşağıdaki 12 punto ile 16 A-4 sayfası tutan metin, 2019 yılının yaz sonunda tamamlanmış ve yayını beklemekte olan geniş hacimli bir kitabın bölümüdür - Y. Küpeli
(...) tarihleri yukarıda verilmiş olan tüm darbelerin içinde yeralan CIA, baştan beri Arjantindeki darbenin de içindeydi. Zaten, daha sonra açıklanacak olan ABD Dışişleri Bakanlığı belgeleri sözkonusu gerçeği ortaya çıkartacaktı... CIA destekli Kondor Operasyonu çerçevesinde yürütülen devlet terörünün hedefinde tüm sol örgütlenmelerle ve bunlara sempati duyanlarla birlikte Perón yanlılarının da olması, ABDnin baştan beri darbenin içinde olduğu düşüncesini doğrular nitelikteydi. Anlaşılan, Perón yanlılarının bölünüp parçalanmaları, terörün kışkırtılması ve darbe öncesi silahlı kuvvetlerden Perón yanlısı subayların tasviye edilmeleri işlerinde CIA aklı ve emeği mevcuttu. (...) ABDnin Ulusal Güvenlik Arşivinin (National Security Archive) 21 Ağustos 2002 günü açılan -sayı numaraları belli- belgelerinden birine göre, Arjantin ordusu, terörizme karşı savaş adıyla yürüttüğü kirli savaşın (1976- 83), ABD tarafından destekleneceğinden emindi. Arjantinli subaylar, ABDnin Dışişleri Bakanı (Secretary of State) Henry Kissinger dahil yüksek rütbeli Amerikalılardan gelen sinyallere bakarak, ABDnin arkalarında olduğu düşüncesine varmışlardı... Henry Kissinger, darbenin hemen ardından Arjantini birkaç kez ziyaret etmiş ve darbe liderleri ile görüşmüştü... (...) Genel kanıya göre, 30 bin kişi öldürülüp kaybedilmişti.. (...) Türkiyedeki 12 Eylül 1980 askeri darbesinin ardından kaybolan 20 bin kadar kurbanın yakınları, anneleri, eşleri, seslerini duyurabilmek için her Cumartesi günü nasıl toplanıp barışçı bir gösteri yapıyorlarsa, Arjantinli kurbanların yakınları da, kayıpların anneleri de, her Perşembe toplanıp benzer biçimde gösteri yapmaktadırlar. Türkiyede her Cumartesi günü toplanıp gösteri yaparak kayıplarını arayan kişilere nasıl Cumartesi Anneleri deniyorsa, her Perşembe toplanan Arjantinli annelere de, toplandıkları yerin adına izafeten, Plaza de Mayo Anneleri denilmektedir.
|
Aşağıdaki 12 punto ile 3 A-4 sayfası tutan metin, 2019 yılının yaz sonunda tamamlanmış ve yayını beklemekte olan geniş hacimli bir kitabın bölümüdür.- Y. Küpeli
(...) CIAnın başrolü oynadığı ve ABD yönetimleri tarafından desteklenen gizli Kondor Operasyonu (Operation Condor), 11 Eylül 1973 günü gerçekleşmiş olan Şili darbesinden iki yıl sonra, faşist Pinochetin 60ıncı doğum yıldönümü olan 25 Kasım 1975 günü yürürlüğe sokulacaktı. ABD destekli bu çok gizli komplonun içinde, Latin Amerikanın tüm faşist diktatörleri vardı... (...) sistematik işkence ve cinayetlerin süreklilik kazandığı Kondor Operasyonu (Operation Condor) sırasında, bir tesbite göre, Latin Amerika ülkelerinde 60 bin kişi öldürülmüştü. Bunun 30 bin tanesini Arjantin cuntası katletmişti. Aynı operasyon sırasında 30 bin kişi kaybolmuş ve 400 bin kişi hapse girmişti... (...) Latin Amerikanın yurtsever insanlarına karşı Kondor Operasyonu (Operation Condor) sürerken, binlerce kilometre uzakta, ABD işgali altında olan bir başka ülke de, Vietnamda, ülkenin aydınlarına, yurtseverlerine karşı, Feniks (Fenix, Phoenix) adını alan bir sindirme ve yoketme operasyonu sürmekteydi... metnin tamamına ulaşmak için tıkla
|
Aşağıdaki 12 punto ile 5 A-4 sayfası tutan metin, 2019 yazında tamamlanış olan Latin Amerika ve ABD emperyalizmi hakkındaki bir kitabın ilk bölümüdür- Y. Küpeli (...) Kolomp 1492 yılında bu kıtaya ayak bastığı sırada, kimilerinin hesaplamalarına göre, tüm Amerika kıtasındaki yerli halkın sayısı, 100- 112 milyon civarında idi... (...) Profösör Ruth Reitanın 2008 yılında yazmış olduğuna göre, ABD sınırları içinde, 500 kadar yerli kabileden üç milyonun altında yerli halk yaşamaktadır. ABD nüfusunun 1019 itibariyle 330 milyon civarında olduğu düşünülürse, yerli halkın bu nifusa oranı ve yerli toplumunun nasıl bir kırıma uğramış olduğu rahatça anlaşılabilir... (...) Katolik Orta ve Latin Amerikaya gelince... Katolik Latinler de yaptıkları büyük talana paralel acımasız soykırımlar gerçekleştireceklerdi ama, yine de katolik göçmenlerle yerli halk arasında çok sayıda evlilik gerçekleşecekti. Bu nedenle, Latin Amerikada, ABDye ve Kanadaya göre yerli ve asıl olarak melez halkın sayıları oldukça yüksek olacaktı...
|
Aşağıdaki12 punto ile 7 A-4
sayfası tutan metin, 2019 yılının yaz sonunda tamamlanmış ve yayını
beklemekte olan geniş hacimli bir kitabın, Latin Amerika ve ABD
empşeryalizmi ile ilgili bir kitabın dördüncü bölümüdür. Zengin kaynak
listesi kitabın sonundarır.- Y. Küpeli
(...) Monroe, Amerika Amerikalılarındır ifadesi ile özetlenebilecek dört temel madde ile Avrupalı güçlerin Amerika Kıtasının işlerine bulaştırılmayacağını, Orta ve Güney Amerikanın ABDye ait olduğunu duyurmaktaydı. İlk olarak O, ABDnin Avrupalı güçler arasındaki savaşlara dahil olmayacağını ilanetmekte idi. İkinci olarak O, ABDnin Western Hemispherede (yani, Amerika kıtasında) mevcut kolonileri ve bağlılıkları tanıdığını duyurmaktaydı. Üçüncü olarak O, Western Hemisphereın (yani, Amerika kıtasının) yeni, gelecekteki kolonileştirme eylemlerine kapatıldığını duyurmakta idi. Yine O... (...) II. Dünya Savaşı sonrası, OASdan hemen önce, yine ABD önderliğinde Rio Paktı (Intern-American Reiprocal Assistance Treaty) kurulmuştu... metnin tamamına ulaşmak için tıkla
|
Aşağıdaki12 punto ile 14 A-4 sayfası tutan metin, 2019 yılının yaz sonunda tamamlanmış ve yayını beklemekte olan geniş hacimli bir kitabın, Latin Amerika ve ABD empşeryalizmi ile ilgili bir kitabın üçüncü bölümüdür. Zengin kaynak listesi kitabın sonundarır.- Y. Küpeli Yusuf Küpeli, Latin Ameikada gelişen Venezuela merkezli bağımsızlık hareketi, Avrupada yaşanan gelişmelerin devrime etkilri, Simón Bolivar, diğerleri ve ayrıca kısaca Garibaldi ve Alexander von Humboldt hakkında (...) II. Tupac Amaru başkaldırısının hemen ardından -Venezuela merkezli- Creole isyanı, Latin Amerikanın bağımsızlık savaşı, ufukta gözükecekti. Creole denilenlerin daha aydın olanları, Avrupanın Locke, Helvetius, Voltaire, Montesquieu, Rousseau vs. gibi birtakım akılcı ve aydınlanmacı düşünürlerinden etkilenip özgürlükçü, bağımsızlıkçı düşüncelere sahip olmuşlardı... Napolyonun (Napoleon Bonaparte, 1769- 1821) İspanyayı istilası veİspanya kıralı VII. Ferdinandı (1784- 1833) tahtından edişi, Latin Amerikadaki Venezuela merkezli başkaldırının fitilini ateşlemişti... (...) İspanya, Latin Amerikada bulunan tüm kolonilerini yitir, İspanyol imparatorluğu yıkılırken, İngiltere dışişleri bakanı Lord Canning, Sonunda Latin Amerika özgür ve o bizim!, demişti. Lord Canningin bu anlamlı cümlesi, vahşi doğa da terkedilmiş leş arayan akbabalara veya sırtlanlara özgü bakış açısını, emperyalist dünyanın bakış açısını mükemmel biçimde yansıtmaktaydı... |
12 punto ile 5 A-4 sayfası tutan aşağıdaki metin, Latin Amerika ve ABBD emperyalizmi hakkındaki tamamlanış ve yayınevine verilmiş bir kitabın bölümüdür- Y. Küeli Yeni kıtanın ilk koloniyalistler, İspanyollar ve Portekizliler olacaklardı. Portekizliler, şimdiki Brazilyadan çok daha geniş bir coğrafyayı içine alan topraklara elkoyacaklardı... Brazilya dışında kalan Atlantik kıyılarını, oldukça içlere dek tüm Pasifik kıyılarını, Latin Amerikanın batısını, Orta Amerikayı, şimdiki ABD-Kanada sınırına dek ve hatta batıda biraz daha kuzeye ve oldukça içlere dek Kuzey Amerikanın batısını İspanyollar elegeçireceklerdi. metnin tamamına ulaşmak için tıkla
|
Aşpağıdaki metin, Latin Amerika ve ABD empşeryalizmi le ilgili bir kitabın 7nci bölümüdür. İyi okumalar.- Yusuf Küpeli Yusuf Küpşeli, Tarihsel süreç içinde Venezuela, merkezi- federal yönetim kavgası, askeri darbeler, petrol, Chávez ve Venezuela halkına yönelik emperyalist saldırı
|
not: Aşağıdaki 12 punto ile 5 A-4 sayfası tutan metin, 2019 yılının yaz sonunda tamamlanmış ve yayını beklemekte olan geniş hacimli bir kitabın bölümüdür - Y. Küpeli Yusuf Küpeli, Bolivya ve Küçük Adam ve Evo Morales (...) Eldeki verilere göre dünyanın en zengin lithium reservleri Bolivyadadır ve dünyanın en büyük lithium pazarı ise Çinde bulunmaktadır. Çin, 2018 yılında, lithium baterileri ile çalışan bir milyon civarında taşıt üretmiştir ve bu sayının 2025 yılında üçe katlanması beklenmektedir. Bolivya ile Çin arasında 2019 başında, lithium ile ilgili olarak, kazan-kazan esasına dayalı bir anlaşma için görüşmelere başlatılmıştı. Hisselerin yüzde 51i Bolivyaya, yüzde 49u Çine ait olacak bir üretim merkezi, lithium baterisi ve bağlantılı ürünleri üreten bir fabrika kurma konusunda prensip anlaşmasına varılmıştı. ABD merkezli tekellerle Çin arasında lithium üretimini ve pazarını elegeçirme konusunda sratejik bir mücadele verilmekte olduğu dikkate alınırsa (...) Darbeyi, CIA ile birlikte Luis Fernando Camacho adlı aşırı sağcı bir mülti-milyoner örgütlemiştir. ABDnin birlikten ayrılması için kışkırttığı Santa Cruzdaki faşist örgütlenme ile bağlantılı Luis Fernando Camacho, Kolombianın ve Brezilyanın neo-liberal etiketli aşırı sağcı hükümetlerinin ve ABDyi ülkesini işgaletmesi için davet eden Venezuela muhalefetinin yardımları ile darbeyi gerçekleştirmiştir. Bolivya İsaya bağlıdır sloganı ile hareket eden kökten dinci Hristiyanlar ile ayrılıkcı zengin Santa Cruz bölgesinde örgütlü ırkçı- faşistler, birlikte başkanlık sarayına
metnin tamamına ulapşmak için tıkla
|
Yusuf Küpeli, MISIR TOPLUMUNUN AÇMAZI, TÜRKİYENİN BAŞBAKANI, VE ÇÖZÜM SÖZCÜĞÜNÜN ANLAMI ÜZERİNE KISA DÜŞÜNCELER Bazı tarihi süreçlerde, bazı toplumlarda, yaşanmakta olan çağın ruhuna, toplumsal gelişmişlik düzeyine uygun çözümler bulunamayacağı, geçici de olsa toplumsal kaos süreçleri yaşanacağı gibi, sosyal gelişmenin tersi yönde geriye, geçmişe doğru gidişler de olabilir. Örneğin,...metnin tamamına ulaşmak için tıkla |
İyi okumalar dileğiyle Yusuf Küpeli, 2013-09-10 metnin tamamına ulaşmak için tıkla
İnsan soyunun en eski dört medeniyetinden biri olan, medeniyet geçmişi beş bin yıl geriye uzanan Mısırda, İ. Ö. (İsadan Önce) yaklaşık 3 100 yılında medeniyet, ilk hanedan, firavunlar dönemi başlamıştır... (...) İslamiyet Mısıra, Adil, doğru yönetici anlamında Rashidun olarak anılan ilk dört Halife (Muhammedin vekilleri) döneminde, Sünni İslam dünyasında adaleti ile ün yapmış olan Ömerin (Ömer ibn al- Hattap, halifeliği, 634- 44) halifeliği yıllarında girmiştir (Şia inancına bağlı olanlar tarafından hiç sevilmeyen Ömer, 644 yılında, Abu-Luluah adlı İranlı bir kölenin hançer darbeleri ile yaşamını yitirmiştir...)... Bizans ile yapılan yaklaşık üç yıllık bir savaşın, ve 641 yılında imzalanan bir anlaşmanın ardından... (...) Fatımi Halifeliği, kurulmakta olan Kahirenin merkezine, 970 yılında, İslam inancının ve Arap dilinin dünyada en öndegelen eğitim merkezi konumuna yükselecek olan çok büyük bir cami yaptırmıştır. İslam hukuku, teoloji ve Arap dili eğitimi veren al- Azhar adlı bu merkez, bir Şia kurumu olarak 988 yılında faaliyete başlamıştır... (...) Kahire merkezli Fatımi Halifeliğini yıkıp Haçlı ordularının karşısına birleşik bir güç olarak çıkmayı düşünen Nureddin Zengi, 1169 yılında Şirkuhu, ordunun başında Kahireye yollayacaktı. Bu ordu, Türk, Arab ve Kürt askerlerden oluşmuştu... Şirkuh, yeğeni Selahaddini (Salahaddin Yusuf ibn Ayyub, 1137/ 38- 1193), neredeyse kolundan tutup sürükleyerek yanında götürecekti. Hiç te katılmak istemediği bu sefer, Tikrit doğumlu ve Şamda Zengi ailesinin sarayında yetişme Yusuf Selahaddinin tüm yaşamını değiştirecekti... (...) Memluk (Mamluk) sultanları arasında en dikkate değer kişilik, ve en çok ünleneni, 1223 Kırım doğumlu bir Kıpçak Türkü olan Baybarsdan başkası değildir. Köle olarak satılmasının, uzun serüvenlerin ve sonderece zor bir yaşamın ardından O, Baybars, 1260- 1277 yıllarında Memluk Devletini yönetecekti... Okullu olmamasına, çocukluktan böyle bir eğitim görmüş olmamasına karşın, sonderece zeki, akıllı ve becerikli bir insan olan Baybars, yaşam okulundan geçerek kendisini yetiştirmiş birisiydi. O, sadece Mısır için değil, tüm İslam dünyası için en değerli yöneticilerden, ve en mükemmel askeri stratejistlerden biri olacaktı... (...) Çürümüş İngiliz kuklası monarşiye karşı, 23 Temmuz 1952 günü, Cemal Abdul Nasır (1918- 1970) ve diğer 89 ulusalcı subayın kansız müdahalesi gerçekleşecek, Kral Farukun yönetimi devrilirken, ülkede cumhuriyet ilanedilecekti... |
(...) Bergoglionun görevi, Katolik inancına bağlı yoksul Latin Amerika halklarını ABD dış politikasının ve Wall Streetin hesaplarına uygun olarak yönlendirmektir. Bu nedenle, rolünü iyi oynayabilmek amacıyla O, tutucu Cizvit kimliğini geri plana iterek -hem erkeklerin ve hem de kadınların tarikatı olan ve yoksullara yakın duran- Franciskan (Franciscan) mezhebinin kurucusu St. (Aziz) Francisin (1181/ 82- 1226) adını almıştır. Rolünü daha iyi oynayabilmek, yoksul halkı aldatarak Washingtona daha iyi hizmetler sunabilmek için O, kameralar önünde ayak yıkama gösterileri yapmaktadır...
yazar: Prof Michel Chossudovsky Global Research, 14 Mart 2013 türkçesi: Yusuf Küpeli Vatikan, Papayı seçen Kardinaller Kurulunun özel toplantısında (conclave), Kardinal Jorge Mario Bergoglioyu Papa I. Francis adıyla seçti. Jorge Mario Bergoglio kimdir? Kondor Operasyonu Wall Street ve Ulusal Ekonomik Gündem Wall Street ve Katolik Kilisesi Hiyerarşisi Kirli Savaş: Kardinal Jorge Mario Bergoglioya yönelik Suçlamalar Diktatörler için kutsal ilişki Katolik Kilisesi: Şili karşıtı Arjantin Kondor Operasyonu ve Katolik Kilisesi Jorge Mario Bergoglio: Vatikanda Washingtonun Papası Washingtonun ve Wall Streetin Papası Vatikanda? Yazarın Notu çevirmenin bilgi notları: ayrıca bak: Irkçılık, Faşizm |
İsveçin en büyük günlük gazetesi Dagens Nyheterin (Günün Haberleri) 6 Mart 2013 günü Mexico Cityden bildiren muhabiri Erik de la Regueranın Chavez komplocular tarafından zehirlendi başlıklı haberinin başlangıcında şu satırlar vardır: Venezuellanın ikinci cumhurbaşkanı Nicolas Maduro, ülkenin cumhurbaşkanı Chavezi zehirledikleri konusunda yabancı komplocuları suçlamıştır. Aynızamanda yönetim, ABDnin Caracas elçiliğndeki askeri ateşeyi yurtdışına atmaktadır.
|
|
Yusuf Küpeli, Libya, İnsan hakları ve demokrasi bahane
- Kapitalism, savaş ve kanla beslenen çürümüş sistem (...) Kısacası, düzeltici savaş, bir avuç askeri-endüstri kompleksin, bunlarla ilintili şirketlerin, fosil enerjilere dayalı tekellerinin, başta otomotiv sektörü olmak üzere bunlarla bağlantılı tüm endüstrilerin durumlarını düzeltir, bu endüstrileri bir ölçüde krizden çıkartırken, başta saldırıya uğrayan Libya halkı, Irak halkı, Afgan halkı, Balkan halkları gibi daha birçok halkın felaketi olmuştur, olmaktadır Şüphesiz bu ölçüde çürümüş bir sitem içinde yalan, ikiyüzlülük, şimdiye dek görülmemiş düzeylere ulaşırken, tüm bu kanlı talanların, katliamların, özgürlükler ve demokrasi adına yapıldığı iddia edilmektedir. Talancılar, caniler, soykırımcılar, hertürlü insani felaketin mimarları, ortalıkta, demokrasi ve özgürlük savaşçısı maskeleriyle dolaşmaktadır... - Afrika, ABD, Çin, AFRICOM, Libya, ve petrol uğruna Haçlı Seferi (...) Bilinen dünya petrol rezervlerinin yüzde 10undan fazlasına, doğal gaz yataklarına, ve ayrıca zengin kömür, elmas, altın, platin, gümüş, bakır, krom, cobalt, kurşun, çinko, kalay, boksit (bauxite, aluminium filizi), titanium, antimony, tantalum, germanium, lithium, fosfat (phosphates), stratejik değeri olan uranium, radium, maliyeti düşük thorium yataklarına sahiptir Afrika kıtası. Diğer yandan, ABD tarafından depolanan stratejik madenler katagorisi içindeki cobalt (kobalt) rezervlerinin yarıdan fazlası yine Afrika kıtasındadır. Ve Çin Halk Cumhuriyetinin bu kıtadaki yatırımları hızla artmaktadır... Sonuçta, halkı yoksul kendisi zengin Afrika Kıtasına rakipsiz sahibolabilmek için ABD, Şubat 2007de, ABD Afrika Kumandanlığını (U.S. Africa Command, AFRICOM) kurmuştur. Başkan George W. Bush, 6 Şubat 2008 günü AFRICOMun kuruluşunu onaylamıştır... Aslında ABDnin Afrikadaki askeri varlığı... (...) ABDnin Afrika ile ilgili korkularının ve telaşlı saldırganlığının nedeni bellidir... Chinas military presence in Africa and the possibility of path başlıklı ve 31 Mart 2010 tarihli anonim makalede belirtilen Dünya Bankası raporuna göre, 2001- 2006 yıllarında Çin yönetimi, Sahra-altı Afrika ülkelerinin ekonomik alt yapılarını oluşturabilmek amacıyla, yılda bir milyar dolardan aşağı olmamak üzere toplam 70 milyar dolarlık (ABD doları) yatırım yapmıştır. Bu projelerin yaklaşık üçte ikisi hidroelektrik santralları ve demiryolu projeleri ile ilgilidir... (...) Diğer yandan Çin, petrol alanlarını ve Çinin bölgedeki petrol üretim alanını koruması amacıyla, 2007 yılında, Sudana bir tabur asker yollamıştır. Bu, Çinin deniz aşırı bir ülkeye ilk kez asker yerleştirme operasyonudur. Böylece Batı, ilk kez Çin ile karşı karşıya gelmektedir ve anlaşılmış olacağı gibi AFRICOMun kuruluşunun aynı yıla rastlaması da bir tesadüf değildir... Ayrıca Sudana ek olarak Çin, Nigeriaya ve Angolaya özel ilgi göstermektedir... (...) Prof. Michel Chossudovskyye göre, Çin, Libyada önemli bir rol oynamaktadır. CNPC (China National Petroleum Corp.), Libyanın petrol endüstrisinde merkezi bir role sahiptir. CNPC için Libyada 400 kişi çalışmaktadır, ve Çinin Libyadaki işgücü 30 bin kişidir... Libya petrolünün yüzde 11i Çin tarafından ithal edilmektedir. Üretim ve araştırma, yeni buluşlar açısından CNPCnin Libyada oynamakta olduğu rolü oynayan bir başka şirket daha yoktur, ve bu durumu CNPCye Libyada merkezi bir rol yüklemektedir. Çinin Libyadaki varlığı ABD yönetimini düşündürtmektedir. Askeri müdahale doğrudan Libyaya yönelik olmakla birlikte, saldırının gerisinde yatan düşüncelerin başında Çini Kuzey Afrikadan atmak gelmektedir... (...) Libya, Orta Afrikaya açılan bir yoldur, veya kapıdır... Libyanın hemen güneyinde olan, ve coğrafi olarak Libyanın uzantısı gibi gözüken Çad (Chad), muhtemelen zengin petrol yataklarına sahiptir. Çad (Chad), geleceğin zengin petrol ekonomilerinden birisidir. İçinde petrol-boru hattı olmak üzere Exon-Mobil ve Chevron korporasyonları, Güney Çad (Chad) ile ilgilenmektedirler. Güney Çad (Chad), aynızamanda Sudanın -petrol zengini- Darfur bölgesine açılan bir kapıdır... Diğer yandan, -daha önce de ifade edilmiş olduğu gibi- Çinde, Sudan ve Çad (Chad) ile yakından ilgilenmektedir. CNPC (China National Petroleum Corp.), 2007 yılında, Çad (Chad) hükümeti ile uzun erimli bir anlaşma imzalamıştır. Bunun yanında, Çadın güneybatısındaki petrol ülkesi Nigeriada, daha önce ifade etmiş olduğum gibi Çinin önemli yatırımları vardır. Nigeria (Nijerya) sadece bir petrol ülkesi olmayıp zengin uranyum yataklarına da sahiptir ve bu özelliği ABDnin Nigeria üzerindeki ilgisini yoğunlaştırmaktadır. Daha önce ifade etmiş olduğum gibi, Nigerianın güneyinde, Ekvator çizgisinin hemen üzerinde yeralan Sao Tomé ve Principe adalarında, yakın zamanda, stratejik bir ABD askeri hava üssü kurulmuştur... (...) Libyada yaşanmakta olanlar da, Kosova ile ilgili olarak yukarıda özetlenmiş olanların farklı bir düzeyde tekrarından başka birşey değildir... Batı tarafından özgürlük savaşcısı, kurtuluş savaşcısı gibi tanıtılmaya çalışılan sözkonusu silahlı küçük grupların Libyada iktidarı alamayacakları sonderece bellidir ama, Libyaya müdahaleyi başlatmayı başarmışlardır... Nazi propoganda bakanı Joseph Goebbelsin pabucunu dama atacak ustalıkta yalanlarla yüklü bir propoganda saldırısının eşliğinde, 19 Mart 2011i 20 Mart 2011e bağlayan gece, yani tam sekiz yıl önce Iraka yönelik saldırının başlatılmış olduğu günde ve saatlerde, Libyanın ekonomik alt yapısı, radarları, başkanlık sarayı bombalanmaya başlanmıştır... Aslında, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin kararı sadece uçuşa yasak bölge ilanedilmesi ve bunun kontrolü ile ilgilidir ama, saldırıyı başlatanlar BMyi hiçe saydıkları gibi, kararlarını kendi parlementolarında onaylatma gereği dahi duymamışlardır. Ne Fransa kendi meclisine sormuştur, ve ne de -Nobel Barış ödüllü ve Afrika kökenli- Obama Senatoya... (...) Americas Planned Nucleer Attack on Libya başlıklı makaleden -kaynakları ile birlikte- öğreniyoruz ki, Libyaya yönelik savaş planları 20 yılı aşkın süredir Pentagonun gündemindedir. Ronald Reagan, 14 Nisan 1986da, Libyaya yönelik bir seri bombardıman için emir vermiştir. Clinton yönetimi, Monica Lewinsky skandalının zirve yaptığı günlerde, 1997 yılında, Libyaya yönelik bir nükleer saldırı planlamıştır... Tripolinin 60 km kadar doğusunda olan 200 bin nüfuslu Tarhunah kentinde yeraltına inşaedildiği düşünülen bir kimya fabrikasına karşı kullanılmak üzer -Hiroşima bombasının üçte ikisi kadar güce sahip ve toprağın derinliğine işleyen- bir atom bombası, B61-11 taktik nükleer silah, bu kirli iş için hazırlanmıştır. Sözkonusu gizli tehlikeden tam 11 gün sonra ABD yönetimi... (...) Libyanın Kurtuluşu İçin Ulusal Cephe (NFSL, National Front for the Salvation of Libya), İsrailde ve ABDde eğitilmiş... (...) Libya Muhalefeti İçin Ulusal Konferans (NCLO, National Conference for the Libyan Opposition), Gaddafiye yönelik savaşı yöneten asıl gruptur. Merkezi Londrada olduğuna göre, Libyaya yönelik savaşı asıl olarak İngiliz dış istihbarat servisi MI6in ve özel birlikler kumandanlığının yönetmekte olduğu da iddia edilebilir. (...) Libya Uğruna Savaşan İslami Topluluk (Cemaat) veya Libya İslamcı Savaş Grubu (Al-Jamaa al-İslamiyyah al-Muqatilah bi-Libya) adlı örgütlenme... (...) El Kaide bağlantılı... metnin tamamı için tıkla ayrıca bak: ABD- AB- 11 Eylül- konspirasyon
|
a) ICAP, Julio Antonio Mella Enternasyonal Kampı, 1 Mayıs Müfrezesi, ABDde hapiste beş Kubalı ve Kuba gezisi üzerine kısa genel bilgiler b) ALBA, Camilo Cienfuegos Petrol Rafinerisi ve Kuba ekonomisi üzerine geziden kısa notlar c) Matanzas, tarla da iş, Devrim Müzesi, Dostluk Evinde mükemmel akşam yemeği, müzik ve dans ziyafeti d) Devrimin 50nci yılında 1 Mayıs kutlaması, ve Kuba ile dayanışma toplantısı e) Cienfuegos, lüks otel, sanat okulu ziyareti, ve Cienfuegos sokaklarında gezinti f) Cienfuegosda Rafineri işçilerinin mahalleleri, Devrimi Koruma Komiteleri, yeniden iş, Trinidad, poliklinik ziyareti ve Kubada tıbbi hizmetler üzerine notlar g) Santa Clara; savaş ganimeti müze tren; Che Guevaranın anıt mezarı, anıtı, ve Devrim Tarihi Müzesi; ICAP lokantasında öğle yemeği; Havanaya, kampa dönüş h) Uluslararası gece, farklı ülkelerin katılımcılarından yemek örnekleri, müzik dinletileri ve dans gösterileri, Havanada özgürce geçen son gün, Anneler Günü ve kampta son gece eğlencesi i) Havanada otelde geçen beş bağımsız gün, çevrenin adım adım keşfi, Capitol Binası, Santa Maria plajı, Havana turu ve dönüş + FOTOĞRAFLAR & açıklayıcı not: Metne ek olarak ayrı ayrı 28 sayfa içinde 322 fotoğraf karesi bulunmaktadır. Aslında, paylaşılanlar 322 fotoğraftan da fazladır. Çünkü, bazı karelerde 2-3 ve hatta daha fazla fotoğraf bulunmaktadır. Mümkün olduğu kadar fazla sahne gösterebilmek için montaj, yamama ile bazı kareler zenginleştirilmiştir. Asıl vaktimi, yorucu dokuz tam günümü, bin civarında, ve belki de daha fazla fotoğraf içinden yerleştirilecek olanları seçmek, açıklayıcı metinleri yazıp fotoğraf karelerine monte etmek, yorgunlukla yapılan hataları düzeltmek, ve bazı kareleri farklı fotoğraflarla zenginleştirmek işi almıştır... Aslında, 16 Mayıs günü geziden dönmüş olmama karşın, farklı nedenler sonucu yazmaya ancak Ağustos ayının ilk haftasında başlayabildim ve 12 punto ile 49 a4 sayfası tutan dokuz bölümlük gezi notlarını 22 Ağustos 2009 günü tamamladım. Buna karşın, fotoğraflarla uğraşma işi, ara vermeden süren yorucu bir çalışma sonucu ancak 31 Ağustos akşamı tamamlanabildi. Yani fotoğraflar, dokuz tam günümü aldı. İstedimki, okuyucu Kuba hakkında daha doğru, daha iyi bir fikre sahibolabilsin... Y. Küpeli, 31 Ağustos 2009 |
KUBA TARİHİ İLE İLGİLİ BU KİTAP, ŞİMDİLİK 12 PUNTO İLE 153 A-4 SAYFASI OLDU VE 25 BÖLÜMÜ TAMAMLANDI. TAMAMLANMIŞ OLAN İLK 25 BÖLÜMÜ SİNBADA YÜKLÜYORUM. DEVAMINI, KUBANIN EKONOMİSİNİ, ENTERNASYONAL DAYANIŞMASINI, GÜNÜNÜ ANLATAN BÖLÜMLERİ YAZMAYA 16 MAYISTAN SONRA BAŞLAYABİLECEĞİM... TÜM BÖLÜMLERİN SONUNA DA ZENGİN KAYNAK LİSTESİNİ EKLEYECEĞİM.
BU YAZILANLARIN İÇİNDE ÇOK YARARLI BİLGİLER OLDUĞU, VE SOLUKSUZ ZOR BİR İŞ YAPTIĞIM KANISINDAYIM. KUBAYI ABD POLİTİKALARI İLE BİRLİKTE ANLATMAYA ÇALIŞTIM... ESKİ METNİ OKUMUŞ OLSANIZ BİLE, BUNA ÖZELLİKLE BAKMANIZI, OKUMANIZI SALIK VERİRİM.
KİTAPLA İLGİLENEN YAYINEVİ OLURSA, İLGİLİLER BANA 16 MAYISTAN SONRA YAZABİLİRLER.
IYİ OKUMALAR DİLEĞİYLE.
Yusuf Küpeli 22 Nisan 2009
Yusuf Küpeli, Kuba devrimi 50. yılını doldururken Kuba tarihinden notlar 1- Keşfedilmiş kıtayı Avrupanın keşfi, ve yeni toplumsal trajedilerin başlayışı 1 a- Amerika Kıtasına ilk yerleşimler üzerine kısa notlar 1 b- Amerika Kıtasına ilk ayakbasan Avruparılar, Eirik Raude (Kızıl Erik) ve oğlu Leif Eriksson üzerine çok kısa notlar 1 c- Piri Reis haritası ve Kolomptan 71 yıl önce Amerika Kıtasının her iki yanını ve Avustralyayı keşfetmiş olan Çinli amiral Zheng He üzerine çok kısa notlar 1 d- Binbirgece Masallarının kahramanı Sinbad, ve Amerika Kıtasının en eski kaşiflerinin Ortadoğu halklarından birileri olabileceği üzerine bir spekülasyon 1 e- Doğunun zenginliklerine ulaşmalarını sağlayacak yeni yollar arayan Batının Amerika Kıtasını keşfi; Kristof Kolomp ve Amerigo Vespucci üzerine çok kısa notlar 2- Amerika Kıtasının yerli halkının trajedisi üzerine çok kısa notlar 3- Kubada beyaz adamı dostça karşılayan yerli halkının trajedisi üzerine kısa notlar 4- Afrikadan gelen köleler, ilk isyanlar, ve Kuba halkının uluslaşma süreci 5- Bağımsızlık savaşına doğru Kubada sınıfların konumları, ABDnin Kuba politikası, Monroe Doktrini ve Kubada 1844 ayaklanması 6- Çinin sömürgeleştirilmesi, Kubanın Çinlileri, ve üç Kubalı-Çinli general 7- Kubanın bağımsızlık savaşının ilk on yılı, 1868- 78 8- Dağılanın yeniden toparlanması, José Martínin birleştirici rolü, ve cumhuriyete doğru ihtilalin ikinci aşaması 9- ABD-İspanya savaşı, Kubanın ABD tarafından istila edilmesi, Amerikan askeri diktatörlüğü ve sözde cumhuriyet 10- Kubanın ABD tekellerinin eline düşmesi, sendikal örgütlenmelerin ve öğrenci hareketlerinin başlayışı 11- Machado diktatörlüğü, Kuba Komünist Partisinin tarih sahnesine çıkışı, Mellanın öldürülüşü, büyüyen muhalefet, devrim ve Machadonun devrilişi Not: kahramanlık ve sahte kahramanlık üzerine birkaç söz 12- Devrimci Batistadan Batista diktatörlüğü yıllarına ve ilerici 1940 Anayasası üzerine notlar 13- II. Dünya Savaşı sonrası Truman politikaları içinde Latin Amerika, Rio Paktı, OAS ve ABDnin uluslararası polis gücü olması 14- En genel anlamıyla dünyada ve Türkiyede sosyal devrim, kitlelerden kopuk terör, karşı-devrimci güçlerin bazı provokasyonları ve dezinformasyonları üzerine çok kısa notlar 15- Devrime doğru Kubada sosyal yaşam, cennet içinde yaşanan cehennem, ve devrimin hedefi üzerine notlar 16- ABD servislerinin ve politik karar merkezlerinin sürmekte olan silahlı ayaklanma ve Kastro üzerine kararsızlığı, ABD yönetiminin Batista ile ilişkileri, CIAnın ve Dulles biraderlerin bazı işleri üzerine notlar 17- Devrime giden yolda Fidel Kastro, Moncada Kışlası baskını, hapislik ve Meksikaya gidiş 18- Kaderine yelken açan Che Guevara, United Fruit Compan, Guatemalanın ve Jacobo Arbenzin trajedisi, Meksikada kesişen yollar, Alberto Bayo ve askeri eğitim 19- Kastro önderliğinde Kuba halkının devrimi, devrimci savaş sürecinde yaşananlar ve Batistanın kaçışı 19 a- Gramma yolculuğu, karaya çıkış, neden Oriente bölgesi, ve Frank Paisin ölümü 19 b- Sierra Maestradan yayılan devrimci yürüyüş, Amerikan basınının yoğun ilgisi, silahlı mücadelenin dönüm noktası, El Cubano Libre, Radio Rebelde, ve 45 örgütün destek bildirisi 19 c- Köylü meclisi, Jigüe Savaşı, devrime katılan askeri birlikler, zafere yaklaşırken Washingtonun devrimi engelleme entrikası, William Douglas Pawley, ve Batistanın kaçışı not: William Douglas Pawleyin gerçek kimliği 20- Devrim hükümetinin ilk işleri, ABDnin Kubaya acele bir askeri müdahale gerçekleştirmemesi üzerine düşünceler, ve karşı-devrimcilerin cezalandırılmaları üzerine 21- İlk millileştirmeler, Kastronun ABD ziyareti, Nixon-Kastro buluşması, ABD ambargosunun başlayışı, Kuba ekonomisini ABDden bağımsızlaştırma çabaları, Kahirede Sovyetler Birliği ile ilk temas, sosyalizme yöneliş, ve Komünistlere hakveren Kastro 22- İdeolojik ayrılıkların belirginleşmesi ve liberallerin tasviyesi, Binbaşı Huberto Matos olayı, Camilo Cienfuegosun ölümü, ve Kastroya yönelik bazı suikast planları 23- Mikoyanın Kuba ziyareti ile başlayan yeni dönem; ABD merkezli tekellerin ve Kubalı büyük sermayenin millileştirilmesi; ABDnin ağırlaşan ambargosu, ekonomik sabotajları, ve Kubayı istila hazırlıkları; sosyalist enternasyonal dayanışmanın önemi, ve anti-Sovyet çığlıklar üzerine bir not not: Soğuk Savaş yıllarındaki anti-Sovyet çığırtkanlıklar ve Tam Bağımsız, Gerçekten Demokratik şiarı üzerine 24- Saldırıya geçen Washington; Operation Pluto; Radio Swan; CIA imalatı karşı-devrimci örgütlenmeler; Kubadan atılan ABD elçilik görevlileri; Kubanın dostlarının gücü; Kubada patlayan bombaları; ABD-Kuba diplomatik ilişkilerinin sonlanışı; Domuzlar Körfezi çıkartması ve emperyalizmin Amerika kıtasında ilk yenilgisi; devrimin sosyalist, kendisini ise Marksist-Leninist olduğunu açıklayan Kastro 25- Nasıl komünist olduğunu anlatan Kastro; Mongoose Operasyonu; Kubayı Latin Amerikada izole etme çabaları; birleşen ihtilalci örgütler ve Kuba Komünist Partisinin yeniden organize edilmesi; U-2 ispiyon uçakları; dünyayı nükleer savaşın eşiğine taşıyan 1962 Füze krizi; pazarlık masasında Türkiye Cumhuriyeti (devamı için tıkla) |